tarih:
britpop
liam gallagher
madchester
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Merhaba Araştırmacı-Dinleyiciler,
Geçmişe yolculuğun
resmiyete kavuştuğu bir yazıya daha hoş geldiniz.
Mesela şu an 2007-2008’e ışınlandık. O zamanlar bir grubumuz var, İzmir’deyiz, sahnede çalınacak şarkı
arayışındayız sanki elimizdekiler yetmiyormuş gibi. Suede var, Pulp var, Blur
var, Oasis bile var, Radiohead de var tabii ki. Morrissey, Muse, Marion, Arctic
Monkeys… Ne ararsan var brit adına, indie adına. Ama işte, huy bu, aramaya
devam ediyorsun. O dönem grubun bas gitaristi olan arkadaşımız önermişti The Cinematics’i. Dedik, o da ne ola ki? Hiç duymuşluğumuz yok.
Meğerse Interpol’de eksik kalan ruhu burada
bulacakmışız. Interpol sevenler alınmasın, severim Interpol'ü. Fakat, onlarla aynı
güzergahta bulduğum, konser vermek isteyenlerle istemeyenlerin arasındaki farkı
çok net ortaya koyan 2003 Glasgow
çıkışlı The Cinematics bana tabii ki daha sıcak geldi. Ve sonuç olarak, o sık
örgülü brit-indie süzgecinden hızla geçen ve tüm grup tarafından onay alan The
Cinematics’in şarkıları bizim playlist’e eklendi.
Albümlerini sindirdik (ATP’ye dönüştürdük; hala o günkü enerjiyi hissedebiliyorum), şarkılarını çalıştık, sahnede de çaldık üstelik. Fakat asıl önemli olan, birkaç sene sonra, 2010 yılında The Cinematics’in İstanbul’da Bronx Pi’de boy göstermesiydi. O dönemde, kültler ya da büyük isimler, sizin bizzat önünde bulunabileceğiniz bir sahnede zaten birden karşınıza çıkabilme ihtimalleriyle daha da çok sevilen ve daha da kült olabilen hallerdeydiler. Ancak, The Cinematics kült ya da baba bir isim olmamasına rağmen, İstanbul’da karşımızda canlı canlı durmaktaydı. Salon doluydu.
Benim için, kendi şarkıları haricinde, sahnede Jeff Buckley’den Grace’i icra edebilmeleri nedeniyle de yerleri çok başkadır. Çünkü Grace söylemek her baba yiğidin harcı değildir. Vokalist Scott Rinning ve gitarist Ramsay Miller’ın 2007 yılındaki harika Grace kaydı her Jeff Buckley sevenin yüreğini sızlatabilecek güzelliktedir. Bu kayıt gözlerimizden kalpler çıkmasına sebep olmuş ve gruba hayranlığımızı kat kat arttırmıştır (evet, Jeff Buckley kırmızı çizgimizdir).
İstanbul’daki konserde Grace çalmadılar tabii ki. Çaldılar sandınız, değil mi? Hayır, çalmadılar :/ Ben duramadım, “Grace!” diye birkaç kez haykırdım. En sonuncusunu duydu Scott ve bana kocaman bir gülücük fırlattı. Ne yazık ki o kadarla kaldık (güler misin, ağlar mısın?)
Görüyorum ki, başka
yerlerdeki başka konserlerde başka Grace’ler de söylenmiş. Aşk olsun Scott!
Albümleri şunlardır bunlardır demeyeceğim, canlı kayıtlara doğru ilerleyelim lütfen.
İyi dinlemeler, iyi
seyirler dilerim.
Thanx for the memories
The Cinematics.
brit
me
Yorumlar
Yorum Gönder