KONSER ARŞİVİ: Liam Gallagher - 14 Ağustos 2018

Venus: Everything’s OK, I Lost My Way (Yoksa Ben Miyim Anormal, Yeni Anormal)

2012 yılında bir gece Immortel (2004) izliyorum öfleye pöfleye. Kapatamadım da filmi, hadi bitsin, hadi bitiyor, ha gayret diye diye sonuna geldim. İyi ki gelmişim. Tim Booth (James) ve Robert Del Naja (Massive Attack) familyasından bir ses, “yaylılar benim sonum olacak” kategorisinden bir girişe mandolinin de katılmasıyla birlikte arz-ı endam etti. Her şeyin bir sebebi vardır derler ya, o kadar sıkılmamın karşılığı olarak filmin sonunda hipnotize olacakmışım meğerse. Çalan şarkı Venus – Beautiful Days’di. Sonra n’oldu, o 'bitsin' denilen film, şarkının başladığı noktaya geri alınıp alınıp tekrar tekrar ilerletildi ve şarkı defalarca dinlenildi. Ne oldu filmin sonunda derseniz, hatırlamıyorum.


Ufak bir araştırmanın sonunda, soundtrack’ten Youtube’a geçerek (Shazam yok o zaman) şarkıya ulaştım, grubu buldum ve Venus’ün 2003 çıkışlı Vertigone albümüne ulaşıp da diğer şarkıları da dinleyince Beautiful Days’ın çarpmasının tesadüf olmadığı ortaya çıktı. Hiç alışık olmadığım şeyler de duydum. Kulak zarının titreşimleri ilettiği sinir uçları beynimde yeni sinir ağları oluşturdu (yazar burada müzik zevkim gelişti demeye çalışıyor – mesleki deformasyon)


Venus – Beautiful Days (Immortel Soundtrack)


Ses rengine tepkisiz kalmamın mümkün olmadığı Marc A. Huyghens o günden sonra en sevdiğim seslerden biri oldu ve Venus’ün nesi var nesi yoksa hepsini deli gibi dinledim.

Dağılan bir gruba hayran olmak çok üzüntü veriyor aslında. Adamlar Belçika’da 1997’de başlamışlar, koca bir on seneeeee boyunca çalmışlar, beş albüm kaydetmişler, yaylılar tuşlular gitarlar davullar havalarda uçuşmuş (en sevdiğim karışım), 2007’de dağılmışlar, yere inmişler… Senin her şey bittikten beş sene sonra haberin oluyor o muhteşemliklerden. Fakat, bir noktadan yakalayabileceğini görünce de tadından yenmiyor. Takıldım Sayın Huyghens’in peşine büyük bir memnuniyetle :)

Venus, 2007 yılında onuncu yıldönümü konserini verdikten kısa bir süre sonra, muhteşem ses rengine sahip vokalistimiz Marc “yeni intergalaktik maceralara” atılmak üzere gruptan ayrıldığını açıklıyor. Sonrasında enstrümantasyonun azaldığı Joy’da yer aldığını görüyoruz. Joy haricinde birçok isimle birlikte sahnelerde yer aldığını da görebilirsiniz.

En güzellerini en sona sakladım; Navaro Dream ve Wanda Wultz. Navajo Dream de öldüren yaylılara sahip. En çok dinlediğim beş şarkı arasındadır. Bu yazı yazılırken dinlediklerimi de sayarsak ilk üçe girmiş olabilir :) Wanda Wults ise vakti zamanında Muse - Sunburn’ün yaptığı etkiye sahip.

Siz yine de bunlarla kalmayın, çok değişik şeylerle karşılaşacaksınız, pişman olmayarak.

 

Venus - Navajo Dream


Venus - Wanda Wultz


Neden Venus’ü yazdın derseniz, 30 Ekim Cuma günü muhtemelen saat 15:00’ten beri Sayın Huyghens kafamın içinde “Everything’s OK” diye haykırıp duruyor devamını da getirerek. Doğduğum, çocukluğumun geçtiği, bir süre uzak kaldıktan sonra bir 17 sene daha yaşadığım İzmir’den yaklaşık 400 km uzakta bir yerde deli gibi sallanınca birileri sakinleştirmeye çalışıyor işte.

Başımız sağolsun mu gerçekten?

 

brit me 

Yorumlar