tarih:
britpop
liam gallagher
madchester
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Bazı gruplar gerçekten çok şanssız oluyorlar. Daha önce buralarda yazdığımız ve henüz yazmadığımız grupların bazıları kendi ülkelerinde bile tanınmayabiliyorlar. Bu sefer yazacağım grup Wikipedia’da bile yok. Bulamadım.
Filthy
Boy
ile tanışıklığım 2013 senesine dayanıyor. Bir arkadaşımın gönderdiği Youtube videosu
ile başladı her şey. Malum video Naught
Corner klibiydi. Onu dinledikten sonra da Mental Conditions’a geçtim ve orada kaldım uzun süre. Sırayla diğer
şarkılara da geçerim dedim, birkaç tane daha vardı çünkü Filthy Boy’a ait video
Youtube’da, fakat geçemedim. Son derece sakin bir şekilde dehşet bir şeyler
anlatan adamı geçemedim. Tom Waits’in
bir sözü vardır “I like beautiful melodies telling me
terrible things” diye. Gerçekten de bu sözün ruhunu yaşatan şarkılardan
oluşan bir grup Filthy Boy. Sanki Tim
Burton, Edgar Allan Poe
hikayesini çekmiş, biz de onu izliyormuşuz gibi bir hisle dinliyorum bütün
albümü hala. Bu hissimi grubun söz yazarlarından biri de olan vokalist Paraic Morrissey’e açıkladığımda
gülmüştü ve çok fazla Danny Elfman soundtrack’i
dinlediğini söylemişti. Bu isimlerin üzerine bir de Alex Turner’ı anmadan geçmeyeyim, çünkü rap vokalleri rock’a
yediren bir vokalle de karşı karşıyayız aynı zamanda. Paraic’in Alex’ten farkı,
rap vokalden nağme yapmaya geçmemesi :)))
Güney Londra çıkışlı grup davulcu Benjamin Deschamps, gitarist Harry Weskin, bas gitarist Michael Morrissey, gitarist ve vokalist Paraic Morrissey’den oluşuyor ve kendilerini tanıdığımızda 19-20 yaşlarındaydılar. İngiliz grupların bir klasiği olarak okulda tanışmışlar ve okuldan sonra yapacak bir şeyler olsun diye grubu kurmuşlar. İlk sahne performanslarını da yine mezuniyetlerinde gerçekleştirmişler. İlk ve tek albümleri olan Smile That Won’t Go Down 1 Nisan 2013’te yayınlandı. The Vaccines, TOY ve Palma Violets gibi isimlerin ön grubu oldular. Ülkemize de gelen Belçikalı grup Maden Suyu ile (ki onları da anlatacağım zamanı gelince) birlikte 2013'ün Kasım ayında Liege’de sahne aldılar. Ben de o noktada kendileriyle yolumu kesiştirebilmiştim. Aşağıdaki fotoğraflar da o geceye aittir.
Dikkatinizi çektiği üzere ve TimeOut’a
göre “Grupta The Smiths’dekinin iki katı
Morrissey var”. Moz ile herhangi bir akrabalıklarının olmadığını
söylüyorlar kendileri. Bu Morrissey’ler ikiz kardeşler, sözleri ve şarkıları
birlikte yazıyorlar ve sahnede çok güzel didişiyorlar. Mesela Michael şarkıya
girmesi gerekirken sigara yakmaya kalkınca Paraic Morrissey’den sert bir bakış
yiyip sırıtarak şarkıya başlıyor. Kliplerini de babalarının da iştirakiyle
kendileri çekiyorlar. Mesela Naught Corner’ı babaları çekti diye hatırlıyorum
(baba ile çekilen klibe dikkat çekmek istiyorum tam da bu noktada :)) Smile That Won’t Go Down’ın “nolmuş ki
burada?” dedirten klibini de yine kendileri çekti diye hatırlıyorum. Hani bizde
derler ya, başka ülkede olsa dünya çapında ünlü olurdu filan diye, sen o kadar
şarkı yap, kendi klibini kendin çek, ama olmayınca olmuyor sanırım. Belki de bu
piyasaların insanları değillerdir diyeceğim, çünkü bir önceki davulcularının gruptan
neden ayrıldığını Harry’ye sorduğunuzda King’s College’a Neuroscience okumaya
gitti cevabını alıyorsunuz. Sizin şaşkınlığınız karşısında Harry size
Neuroscience’ın ne olduğunu anlatmaya başlayınca daha da şaşkın bakabiliyorsunuz.
Smile That Won’t Go Down
Her ne kadar Morrissey’ler birbirleriyle didişseler de onları LL Burns olarak da gördük, CC Wade olarak King Krule’nin Bisquit Town klibinin yönetmenleri olarak da gördük. Hatta yanlış hatırlamıyorsam King Krule’nin ön grubu da olmuşlardı bu klip çalışması öncesinde.
Filthy Boy, LL Burns ve CC Wade’e evrildi. LL Burns - Get Me Back In The Game klibi ile So Young Magazine tarafından Hidden Gems 2020 listesinde yer aldı.
Kendilerini LL Burns adı altında takip etmeye devam edebiliyoruz, fakat ben
Edgar Allan Poe hissiyatını daha çok seviyorum.
LL Burns - Get Me Back In The Game
brit me
Yorumlar
Yorum Gönder