tarih:
britpop
liam gallagher
madchester
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Çok
kişisel bir şey belki bu yorum ama, en güzel müzikal proje desem? Çünkü, çok
farklı müzikal nedenlerden dolayı çok sevdiğim isimlerden mütevellit. Her
yönüyle, neden devamı gelmedi diye sorduranlardan.
Albümün selobantla sağlamlaştırılmış kartonetine bakıyorum, Tim Booth’un saçları var, Angelo Badalamenti’ninkilerse siyah. Dünyanın en tatlı adamları albüm kapağında bize cehennemden poz veriyorlarmış gibi gözükseler de, aslında “bir karışım hazırladık, buyrun bir tadına bakın” fotoğrafı o. “Baktınız mı?”… “Hahaaa…başka yok!”
Soundtrack'inden Badalamenti'nin sorumlu olduğu David Lynch şaheseri Twin
Peaks’in bile devamı geldi otuz sene sonra (yirmi yedi aslında, yuvarladım). Booth and The
Bad Angel’in 1996’da yayınlandığını düşünürsek, şu aralar Tim Booth’un yine
Angelo Badalamenti’nin telefonuna sesli mesajlar gönderdiğini hayal etmek istiyorum.
Çünkü, Tim Booth bu projeye Angelo Badalamenti’yi ikna edebilmek için
sabah-akşam telesekreterine mesaj gönderiyormuş. Albüm kartonetinde de tepesine
tünemiş zaten. Tim Booth’un bu çabalarına duacıyım, zira mevzu sadece
Badalamenti ile bitmiyor. “I Believe”, “Hit Parade”, “Heart”, “Butterfly’s
Dream” ve “Stranger”da gitarlarda, zaman zaman baslarda, bazen de piyanoda Bernard
Butler var. Suede’in Dog Man Star’ını taparcasına sevmemizin baş aktörü, bu
albümde de sadece enstrümanlarda kalmamış, arka plana da ciddi katkıları olmuş
her zamanki gibi.
Albümde
genelde en çok dikkat çeken şarkı “Dance of The Bad Angels”dır. Albümden haberi
olmayanlar bile bir şekilde bu şarkıya aşinadır. Ben de bayılırım, bir kez
dinlemek hiçbir zaman yetmemiştir. Chloe Goodchild’in back vokali, hiç
değişmeyen bir ritmle devam eden şarkı boyunca yavaş yavaş tırmanarak sona
geldiğinde doruk noktasına ulaşmaktadır. Bu haliyle, asıl vokalin (bebişim) Tim
Booth olduğunu ve onun performansının da şarkı ritmiyle uyumlu ilerlediğini hesaba
katarsak, son derece etkileyici bir back vokal performansıdır. Sırf bu
performans bile şarkıyı birkaç kez dinlettirebilir.
Ama bana kalırsa, albümün asıl çarpan şarkısı Badalamenti ve Booth’un düeti “Life Gets Better”dır. Evet Badalamenti şarkı söylemektedir :)) Üstelik Booth ve Badalamenti neredeyse “Life gets bitter? Life gets better” polemiğine girmek üzeredirler. Bernard Butler’ın bu polemikle alakası yoktur, o arkada sakin sakin gitarıyla oynamaktadır. Dog Man Star zamanında Daddy’s Speeding’inde yaptığı gibi, ortalarda bir yerde sakin sakin girip sonradan delirmemektedir üstelik. Sakin sakin şarkının başından sonuna gitarıyla oynamaktadır. “Life gets better” diye ısrar eden Booth’tur, fakat diğer bir argümanı da “the porpoise of this sickness is to get better”dır. Üstelik, Badalamenti “how do you know your smiles, from the dolphin not the crocodile” dedikten hemen sonra.
Detaylara
girip daha fazla kafa ütülemeyeyim. Tim Booth’u, Angelo Badalamenti’yi ve hatta
Brian Eno’yu birlikte şarkı söylerken dinlemek istiyorsanız, arkalarında Bernard
Butler ve Nigel Godrich ne işler çevirmiş tanık olmak istiyorsanız, hala bu
sayfada ne işiniz var?
Gençlere
ufak bir tavsiye; sizin için önemli olan şeyleri sağlamlaştırmak için
selobantla yapıştırmayı tercih etmeyin. Üzerinden yirmi yıl geçince o selobant
rezalet bir şeye dönüşüyor benden söylemesi.
Tim Booth'un oyunculuk eğitimi aldığının en güzel göstergesi olan aşık olunası bir klibi de aşağıya iliştiriyorum gitmeden önce.
Sevgiler...
brit me
Gerçekten çok iyi tanıtmış ve yorumlamışsınız elinize sağlık <3
YanıtlaSil