KONSER ARŞİVİ: Liam Gallagher - 14 Ağustos 2018

Primavera Sound Barselona #2 GORILLAZ: Damon Albarn Müzik Evreninin En Işıltılı Oyuncağı



Bu yazıya başlaması da bitirmesi de çok zor olacak. Hayranlık kavramı zor, sağlıksız ve pek çok açıdan da zararlı bile olabilir. Yine de kendini bilmek iyidir ama değil mi? Kendimi onaylatarak yola çıktım çünkü hayatımda tek bir kişi için hayranlık ifadesini kullanacak olursam bu da Damon Albarn için olur. 

Kendisini tanıtmak asla bana düşmez ama hiç bilmeyenler için Song 2 demek yeterli -ki bu beni üzüyor Blur bu şarkıdan çok fazlasıdır elbette- Evet 90'lar Britpop savaşlarının bir cephesi olan Blur'ün de solisti kendisi, pek çok başka harika işin olduğu gibi. (onlar başka yazıların konusu)  Ve ben müzik nasıl bir deliliktir, aklına kalbine işleyince en fazla ne olabilir sorusunun karşılığını Damon Albarn ile gördüm. Pek çok ismi anabiliriz tabii herkesin aklını açmış çok önemli isimler var ama benim dönemim Damon Albarn ile başladı. Her bir röportajını bulup didik didik ederken öğrendiğim şarkılar, yazarlar, müzik fikirleri...

İşte tam da bu büyük büyük hisler yüzünden ölmeden önce izlemek zorundayım notunu yıllar öncesinde zihnime yazmıştım. Primavera'daki Gorillaz konserine gelmeden, 2016 yılında 23.İstanbul Caz Festivali kapsamında Suriye Ulusal Arap Müziği Orkestrası ile Damon Albarn İstanbul'a gelmiş pek tabii ki en önde yerimi almıştım. Damon Albarn orkestrayı sunup kenara çekildiği bu projesinde Blur'den Out Of Time'ı çalıp gitmişti. Konser boyunca da İngiltere maçını izlediği yönünde duyumlar almıştım. Hatta o maçı kaybettikleri için morali bozulmuş ve benim gibi onu görmeyi bekleyen üç beş kişi dışarıda epey bir üzülmüştük. 2013 yılında da iptal ettirilen One Love Festival'ine Blur'ün geleceğini hüzünle hatırlatmak isterim. O yıl tekrar bir araya gelip yıllar sonra yeni bir albüm yapmışlardı. (Bu da bir başka kavuşamama hikayemizdir, biletim hazırdı.) 2007 yılında da bir başka güzelim projesi olan The Good, The Bad & The Queen ile gelmişti onu da ben kaçırmışım. (Mazeretim yok buna bakın. Olur öyle diyelim gözden düşen bir damla yaş ile)

Sahnede tek şarkılık görmem, akıl edemediğim için gitmediğim konser ve iptal ettirilen festival saçmalığı yüzünden hiç görememem gibi (bu saçmalık maalesef güncelliğini korumakta bugün) başarısız denemelerden yıllar sonra 2022'de Barselona'da kavuştuk. (evet bu bir kavuşmadır.)

Gelelim konsere. Primavera Sound 11 sahnede aynı anda devam eden konser çılgınlığı ve bir seçim yapmak şart. Benim ilk gün için tarafım netti. O yüzden üç buçuk saat öncesinden ana sahnelerden biri olan Estrella Damm sahnesinde yerimi aldım. En önde sahnenin izleyiciye göre sol tarafında. Ki yıllardır izlediğim konser kayıtlarından bildiğim Damon gezecek ve illa ki önümden geçecek. Yıllar yön duygusunu değiştirmiş sanırım son konserlerinde de fark etmiştim artık orta ön taraftaki izleyicinin önünde durmaya başladığını, umudumu kaybetmedim (spoiler: mutlu son) 

Gorillaz'dan önce sahneye Khruangbin çıktı. İstanbul'a da pek çok kez gelmiş olan gruba karşı pek bir ilgim yoktu açıkçası ama açık havada Damon Albarn beklerken keyiflendirdi diyebilirim. (bunun yazısı gelir blog'a) 

Önce ekran karardı o meşhur görsel dünya ile (özel teşekkür Jamie Hewlett) hikâye başladı. Damon Albarn geldiği anda üzgünüm ama gözüm sahnedeki hiç kimseyi görmedi. Yazının başında uyarmıştım bu bir hayran yazısıdır. Setlist önceki konserlerinden farklı değildi. Anladığım kadarıyla bu görsel dünya ile birleşmiş bir sahne oyunu da yaratmış kafasında. Aslında hep vardı tabii ki ama iyice şekle girmiş diyeyim. Herkesin her adımı belliydi. Gorillaz konserine, önceki konserlerinden birini bile izleyerek gitmişseniz önceden yapacaklarını adım adım söylemek imkansız değil demektir bu. Bunun benim seyir keyfimden hiçbir şey kaybettirmediğini de eklemeliyim.

Tüm konser boyunca seyirciyle inanılmaz bir iletişimdeydi Damon Albarn. Mikrofon yerine kullandığı megafonu, bu yıl seçtikleri konser rengi olan pembe kıyafetleriyle oyun sürüyordu. Onun için getirilmiş olan seyirciye inen merdiveni konser boyunca bir yukarı bir aşağı kullandı. Melodikasını çalarken mikrofonu seyirciye tutturdu. Önümüzden yürüyüp geçerken herkesin gözünün içine baktı (ve de elime çok sert bir şekilde vurdu.) Diğer ana sahneye geçip Dua Lipa'nın gelmesini bekleyen izleyicilere kadar gidip orada söyledi şarkısını. Bir ara önümüzden geçip giderek alan dışına çıktı. Tam anlamıyla durmadı.


(Gorillaz - Clint Eastwood, Primavera Sound Barselona,2022)

Sahne üzerinde ise durumlar son derece kontrollü, albüm kaydında duyduğumuz her şeyi olduğu gibi bulabildiğimiz bir şekilde ilerliyordu. Açılış şarkısı her dinlediğimde beni delirten ve ürküten M1 A1 ile oldu. Yeni teklileri olan Cracker Island'ı da yayınlanmadan önce ilk kez orada canlı dinledik. Konuk sanatçılardan biri, aynı günün sabahında başka bir sahnede konseri olan Moonchild Sanelly idi. (O konser de izlendi tabii ki, yazısı gelir.) Tüm enerjisini sahneye bırakıp gidenlerdendi. Tüm konuk sanatçılar aynı coşkuya sahipti demek yanlış olmaz. Mos Def / Stylo , Bootie Brown / Dirty Harry, De La Soul / Feel Good Inc. Çünkü bu kolektif bir proje ve bunu konser boyunca hissetmek mümkün.

Damon Albarn ise O Green World için piyanosunun başına oturduğunda, seyircinin yanına gelip hepimizle birlikte Last Living Souls diye haykırırken, sahne önüne oturup ayaklarını sallaya sallaya Broken söylerken her anını yaşıyordu. Benim için yıllardır beklediğime değen bir konser tecrübesiydi. Bütün seyirciler aynı heyecanda ve aynı güzellikte gözümüzü ayırmadan dahil olduk bu oyuna.



(Gorillaz - Last Living Souls,Primavera Sound Barselona-2022)

Damon Albarn kafasında kurduğu müzikle yaşayan biri. Her zaman denenecek yeni bir ses vardır. O duyar. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir köşesinde adını bilmediğimiz bir enstrümanı eline almış çözmeye çalışırken bulabiliriz onu. Afrika'da olabilir burası, İzlanda'da bir dağ evi de, İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde bir müzik dükkânı da. 

Müziğini onun gibi arayan biriyle aynı dönemde bulunmak tuhaf hissettirmeye devam ediyor ve anlamama yardımcı oluyor. Bir şeyleri çok sevmek diye bir şey vardır. Hatta kanlı canlı önünüzde durur da elinize pat diye vurabilir bile. Buradayız ve yaşıyoruz duy hadi şu şarkıyı der gibi.

"are we the last living souls

are we the last living souls

are we the last living souls"


Selin

Yorumlar