KONSER ARŞİVİ: Liam Gallagher - 14 Ağustos 2018

YIL SONU RAPORU: 2023'de İzlediklerimiz



IMPROSIVED MUSIC SESSION

Yılın ilk konserini 16 Mart Karga'da başlattık. Improsived Music Session'ın konsere özel bir araya gelen ekibi Korhan Futacı, Berkan Tilavel, Sig ve Feryin Kaya. Benim gibi adını ilk defa duyanlar varsa Sig dünyanın çeşitli yerlerinde tamamen kendine özgü, emprovize performanslar sunan piyano, perküsyon çalan bir sanatçı. Konser boyunca soluk vermeden tüm enstrümanlara doyarak dinlediğimiz ve kendimizi doğaçlamaya bıraktığımız çok şahane bir gece olmuştu. Tekrarı demek gecenin doğasına ters olsa da, yeni bir formda tekrar izleyebilmeyi beklediğim bir konser deneyimiydi.


TAMINO

Tamino, kökleri ve bundan ilham alan müziğiyle kuşkusuz ülkemizde çok sevilen bir müzisyen. Sene içinde yapılan her Tamino konseri müzik dinleyicisini her daim heyecanlandırmaya yetiyor ve bunu bir kez daha Volkswagen Arena'da verdiği konserde kanıtladı. Ülkemizde yaşanan deprem felaketinin bir süre sonrasında gerçekleşen konserde Tamino da kayıplar için üzgün olduğunu söyleyerek konsere başladı. İlk şarkıda enstrüman olarak ud vardı ve sonrasında orkestra sahnedeydi. Bas gitarda yine Colin Greenwood'un kendisine eşlik ettiği konserde sanatçı toplam 16 şarkı söyleyerek tüm sevenlerini tatmin eden bir performansa daha imza attı.


BAHR

Bahr, geçtiğimiz yıllarda İstanbul Caz Festivali kapsamında Gece Gezmesi'nde ilk defa canlı dinlediğim ve çok beğendiğim performanslarıyla aklıma kazınan bir grup. 6 Nisan günü Karga'da izlediğimiz performansları da yine hatırımda kaldığı gibi sahne enerjisi yüksek, şarkılarla kendi zamanına insanı kolaylıkla dahil edebilen çok keyifli bir konser tecrübesi sunmuştu. Herhangi bir konserlerini gördüğümde tereddütsüz gitmek isteyeceğim bir grup oldular bile.


HERKES TEK

Sanatçıların solo olarak çıkıp şarkılar söylediği Herkes Tek, bu kez deprem bölgesinden İstanbul'a gelen kız öğrencilere destek olmak amacıyla 16 Nisan akşamı Herkes Tek-Dirsek Teması adı ile Harbiye'de gerçekleşti. 27 ayrı müzisyenin sahne aldığı gecede sevinç, kızgınlık, mutluluk vb. duyguları bir arada yaşadığımı söylemeliyim. Yine de sığınağımız, battaniyemiz ya da adına ne derseniz o, müzik var ve dayanışmayı müzik aracılığıyla yapmak iyi hissettiriyor.


GET THE BLESSING

30 Nisan Uluslararası Caz Günü'nde sahne alan Get The Blessing, İngiltere'li rock dörtlüsü. Çoğu oranda enstrümantal müzik yapan grup rock ve caz karışımlı tınılarla ve gayet günün adına yakışır melodilerle küçük bir kutlama yaşattılar.


THE RINGO JETS

Bu senenin yeni albüm haberlerinden ve yeni albümü ile yüzleri güldüren isimlerinden biri The Ringo Jets, 6 mayıs günü Zorlu %100 Studio'da verdiği albüm lansman konseriyle birlikte hasret giderdik. Sevenlerinin albüme hazırlıklı geldiği ve hızla beğeni toplayıp sevilen yeni şarkılara hep birlikte eşlik edildiği keyifli bir konsere imza attılar diyebilirim. 


DÜŞÜN

Adını bu sene duyduğum ve zaten pek de yeni bir grup olan Düşün'ü 25 Mayıs'da Salon'daki konserleriyle ilk defa izleme fırsatı buldum. Yeni ve güncel soundlarıyla kendi kitlelerini zamanla genişletebilecek potansiyeldeki grup gelenlere gayet keyifli bir akşam yaşattı.


DRY CLEANING
Ön Grup: Pitohui

Konser vereceklerini gördüğümde heyecanlandığım gruplardan biriydi Dry Cleaning. Çünkü İngiltere'den çıkan her şey dinlemeye, sevilmeye ve bayılmaya değerdir. Tabi bunu sadece biz düşünmüyoruz. Dolayısıyla bu Güney Londra'lı arkadaşlarımızı Salon İKSV'de izlemek şart düşüncesiyle konsere gittik. Öncesinde yerli sahneden adını duyup ilk kez canlı izlediğimiz Pitohui açılışı yaparak ortamı ısıttı. Ön grup her zaman çok önemlidir ve Pitohui, Dry Cleaning için o konforlu alanı layığıyla yarattı düşüncesindeyim. Akabinde grup sahneye geldi ve Florence Shaw bizle konuşur haldeki vokaliyle Viking Hair'e giriş yaptı. Gary Ashby, Stumpwork, Unsmart Lady, Scratchcard Lanyard gibi şarkılar dahil olmak üzere toplamda 18 şarkı dinledik.


BAXTER DURY

Baxter Dury, hakkında çok az bilgi sahibi olduğum ancak konsere geldiğini görünce bunu izlemem gerek diye düşündüğüm bir isimdi. 14 Haziran günü Zorlu Turkcell Sahnesi'nde gerçekleşen konserin gayet eğlenceli geçmesi bir yana neden sadece bir saat sürdüğünü asla anlayamadım. Baxter Dury danslarıyla izleyici ile temas halindeyken bir saatin sonunda sahneden inmesi ekstra garip ve tadı damağımızda kaldı dedirtse de yılın güzel hatırlanacak konserlerinden biri olmayı sürdürüyor.


JAZZANOVA
Ön Grup: The Kites

The Kites, uzunca süredir herhangi bir yerde konser haberini almadığımız yerli gruplardan birisi. Dolayısıyla canlı izleme şansını bulunca kaçırmak istemedik. Bir saate yakın sahnede kalan grubu tekrar izlemek oldukça keyifliydi ve kendileri de bu uzun araya değinerek tekrar sahne almayı özlediklerini belirttiler. Akabinde sahneyi Jazzanova aldı. Kalabalık ekip, daha soft diyebileceğimiz şarkılarla konseri açtı ancak melodiler hareketlendikçe oturarak izleyen seyirci buna kayıtsız kalamayarak ayağa kaldı ve gruba danslarıyla eşlik etti. Berlin'li ekip de sahneden figürleriyle seyirciye eşlik ederek keyifli bir akşam yaşattı.


RONNIE SCOTT CAZ ORKESTRASI + NUBIYAN TWIST

Bu sene biricik Londra'mıza yıllar sonra tekrar yaptığımız seyahatimiz sebebiyle halihazırda 3 konser izlemek için ve başka sebeplerden gitmiştik. 4. konseri ben de beklemiyordum ancak müzik gelir bulur, hele ki bu Birleşik Krallık coğrafyasında asla absürt değil elbette. Şehri gezerken Canary Wharf adı verilen bölgede yine aynı isimle bir festival olduğunu ve çeşitli sanatçıların sahne aldığını gördük. Bunlardan ikisi en meşhur caz kulüplerin başında gelen Ronnie Scott'ın Caz Orkestrası ve diğeri ise Nubiyan Twist'di. Londra'da festival denilince akla gelen yağmur, çamur ve soğuk üçlemesi o gün de seyircilerin bir numaralı eşlikçisi olsa da buna gayet alışkın şehir halkını ve de bunu da yaşadım be demeye hazır bizi eğlenceden alıkoyamazdı. Nihayetinde yağan yağmura aldırış etmeden eğlenen seyirciyle birlikte önce RSCO sahnedeydi. Seyirciye de yer yer mikrofon uzatarak her an bizi de oyuna dahil eden orkestra, gri havayı melodileriyle gün batımı renklerine çevirdi. Sonrasında sahne alan Nubiyan Twist de bizi yine başka iklimlere müzikleri aracılığıyla götürdü. Bunu yaparken en az seyirci kadar sahnede kendilerinin de eğlenmesi, müziklerindeki renklilik ve grupla oldukça örtüşüyor hissini bana verdi.


JADU HEART

Jadu Heart benim için bu yılın Salon konseri keşiflerinden oldu. 7 Ekim'de gerçekleşen konser hatırı sayılır bir doluluk oranındaydı. İlk defa dinlediğim ve izlediğim ekip indie rock, pop rock tarzında bazen klasik bazen güncel soundu yakalayan bir dinamiğe sahipti.


HİSSİKABLELVUKU

8 kasım Karga'da gerçekleşen konserleriyle ilk kez izleme fırsatı bulduğum bu senenin güzel haberlerinden biri Hissikablelvuku. Volkan İncüvez, Okan Kaya ve Berkan Tilavel. O anın hissiyatı ile şekillendiğini düşündüğüm doğaçlama parçaların ruhu için caz, rock, afrobeat, makamsal sesler gibi pek çok türü saymak mümkün olur. Hangi türde olursa olsun izleyenleri de içine dahil ettiği kesin.


CAMP CLAUDE

Camp Claude, izleyenleri 11 Kasım günü soğuğundan alıp iç ısıtmayı başardı. Blind'da gerçekleşen konserde vokalin sahnedeki pozitif halleri ile birlikte keyifli bir akşam yaşandı. Sahne dekoru olarak duvara asılan disko topu ile gitgide yükselen enerji birleşince herkesin dans ettiği bir noktada konserin sonuna gelmiştik bile.


THE MAGNETIC FIELDS

Bu seneye dair heyecanlandıran isimlerden biriydi The Magnetic Fields. Köklü grubu, Salon'da izleyebilecek olmak ise ayrı bir deneyimdi. Tüm biletlerin tükendiği konsere ilgi haliyle yoğundu ve seyirciye de ayrı bir parantez açmakta fayda görüyorum. Tüm şarkılara eşlik eden kısım azımsanmayacak kadar çoktu. Grup da şarkılarını bildiğimiz tonda, sakin sakin çalarak anılarımıza bir hediye bırakmış oldu.


CHINA MOSES

Cemal Reşit Rey'de konser vereceği haberini görünce hemen bilet aldığım isimlerden oldu. China Moses, hikayeler anlatarak sahne arkasından değil aksine seyircilerin salona alındığı yan kapılardan birinden içeriye giriverdi. Bu da aslında konserin nasıl geçeceğine dair özet niteliğinde bir başlangıç oldu. China Moses, İstanbul'dan, kişisel hikayelerinden bol bol paylaşım yaparak bize alışık olmadığımız bir konser deneyimi yaşattı diyebiliriz. İlginç olan gerçekten konser izlemenin ne demek olduğundan bihaber izleyici kitlesinin toplamda 1 saat 15 dakika civarı süren konserin başlangıcından bir süre sonra salondan ayrılmaya başlamasıydı. Yine de son cümleyi böyle bitirmeyi hak etmeyen bir konser olduğunu ve China Moses'ın her an yüksek enerjisinin her şeyi tolare ettiğini itiraf etmek gerekir.


YANGIN

Yangın, yeni albüm lansmanıyla 7 Aralık günü Salon'daydı. Yayınladıkları teklilerle havasını ve sertliğini belli eden albüm tam da beklenileni veriyordu. Kendilerini geçen sene Karga'da düzenlenen Jeff Buckley gecesindeki performanslarından hatırladığım için kendi şarkılarıyla dinlemek ve öyle değerlendirmek daha sağlıklı bir fikre sahip olmamı sağladı. Grup sahne görseline gösterdiği önem ile müziğini de tam anlamıyla birleştirebilirse çok daha güzel bir hale geleceği kesin. Konserin en şahane anını da not etmek gerekirse Taner Yücel'in gitarı eline alarak dahil olduğu anlar açık ara öndeydi desek abartmış olmayız.


FINN ANDREWS

Finn Andrews, yıllar önce Parkorman'da gerçekleşen Placebo konserinde grubu The Veils ile ön grup olarak yer aldığında izlediğimiz bir isimdi. O yıllardan hatırımda kalan indie rock soundlu müziği, müziğiyle sizi kendine bağlayan enerjisi ve elbette ki kendisini sevenlerin çok iyi bildiği ikonikleşmiş şapkasıyla tam da hatırladığım gibiydi. Solo performansında The Veils'den de şarkılara yer veren Finn Andrews zaten bir tane olan solo albümünden de çoğu parçasını tek başına icra etti. Şüphesiz konserin en unutmayacak anları klavye sehpasının çaldığı sırada düşmesi oldu. İlk düşüşünde şarkının kalan yarısını ayağa kalkıp gitarını alıp devam ettirdi. Ancak ikinci düşüşü hepimiz gibi o da biraz bekliyor olacak ki " fingers cross" diyerek oturduğu klavyeye önce yarısına kadar düştüğü haliyle çalmaya devam edip, sonrasında tamamen yere düşmesiyle noktalandı. Ancak şarkıyı da sonuna kadar söyleyip izleyiciden en yüksek alkış ve desteği de gördü elbette. Konser sonrası biz de dahil bir grup seveni kendisini vestiyer alanında yakalayınca tebrik sunma, sevgimizi söyleme ve en son fotoğraf çektirme ritüeliyle sonlandırdık. Son derece güler yüzlü hali hem bize hem de eminim oraya gelen herkese iyi ki bu konseri tercih ettik dedirtmiştir.


F. ZEYNEP & SELİN

Yorumlar